Bir süredir blogda hiç yazı yayınlamamıştım. Uzun bir aradan sonra ilk gönderimi, sosyal medya gönderi algoritmaları üzerine yazmaya karar verdim. Bir kahve alın, başlıyoruz.
Sosyal medyada kullanıcılar, paylaşımlarının çok daha fazla kişiye ulaşmasını arzuluyor. Bu amaçla, genellikle takipçi sayısını artırmak veya popüler olabilecek içerik seçmeye odaklanıyor.
Ancak sık yapılan hatalar tam da burada başlıyor.
Bu algoritmalar, takipçi sayısından veya içerik türünden çok, gönderilerin etkileşim oranları ve görüntüleme istatistikleri üzerine çalışır.
Gönderi Performans Skoru
Gönderi performans skorunuz, paylaşımınızın aldığı toplam etkileşim ve toplam görüntüleme değerlerinden, belirli bir formatta hesaplanan bir ölçüttür.
Bunu daha net anlamak için bir örnek üzerinden ilerleyelim:
Beğeni sayısı: 2.516
Geri paylaşım sayısı: 29
Yorum sayısı: 12
Bu etkileşimlerin toplamı: 2.557
Görüntüleme sayısı: 24.300
Performans skorunu hesaplamak için şu işlemi yapıyoruz; İlk sayının sonuna bir nokta koyup, ardından ilk iki rakamı ekliyoruz.
Etkileşim skoru: 2.55
Görüntüleme skoru: 2.43
Bu gönderi keşfette listelendi. Sizce neden?
Çünkü etkileşim skoru, görüntüleme skorunu geçti. Algoritma bu durumu başarı olarak algıladı ve gönderiyi çok daha fazla kişinin karşısına çıkardı.
Algoritma Bunu Nasıl Anlıyor?
Algoritmanın temel mantığı şu şekilde işliyor;
“Ahmet isimli kullanıcının gönderisi, kullanıcılar tarafından ilgi gördü ve bu durum platformda geçirilen süreyi artırdı. Eğer bu gönderiyi daha fazla kişiye gösterirsem, kullanıcıların sitede kalma süresi daha da uzar.“
Sosyal medya platformlarının en büyük önceliği, kullanıcıların sitede geçirdiği süreyi artırmaktır. Algoritmaların temel işleyişi de bunun üzerine kuruludur.
Performans Skoru Yüksek Ama Etkileşim Az, Neden?
Performans skoru hesaplamasında başarılı olmak maalesef tek başına yeterli değildir. Sosyal medya platformları, gönderinize gelen erken etkileşimleri de dikkate alır.
Özellikle paylaşım yapıldıktan ilk 15-30 dakika ve 1 saat içinde alınan etkileşimler, algoritmanın gönderi değerlendirmesinde çok önemlidir.
Örnek olarak 1000Kitap platformunu ele alalım:
“Galatasaray güzelken her şey güzel…” şeklinde bir içerik paylaştığınızı düşünelim.
- Eğer ilk 15 dakika içinde yalnızca 20 beğeni alırsanız, platformdaki kullanıcıların genel ortalamasında kalırsınız. Algoritma sizi “herkes gibi” görür ve ön plana çıkarma işleminde başarısız olursunuz.
- Ancak ilk 15 dakikada iyi bir performans gösterirseniz, sonraki 30 dakika ve 1 saat içindeki etkileşimlerle algoritmanın gözünde avantaj sağlarsınız.
İlk 15 dakikada mutlaka ortalamanın üzerine çıkmanız gerek arkadaşlar. Aksi takdirde, geri kalan süreçte keşfete düşme şansınızı kaybedersiniz.
Bir gönderinin birkaç saat sonra keşfette olup olmayacağı aslında ilk 15 dakikada belirlenir.
Reklam Almak Algoritmayı Etkiler mi?
Reklam almak, görüntüleme skorunu artırırken, etkileşim skorunu düşürecektir. Çünkü reklam sayesinde içeriğiniz, etkileşim verme olasılığı çok düşük kitleye de sunulur.
Etkileşim oranınız genel olarak yüksekse, ilk 15-30 dakika organik etkileşimlerinizi aldıktan sonra reklam alarak gönderinizi destekleyebilirsiniz.
Bir dip not; Görüntüleme skoru, etkileşim skorunun önüne geçmeye başladığı anda reklamı durdurun ve etkileşim skorunuzun tekrardan yükselmesini bekleyin.
Reklam Almanın Amacı ve Hedefleri;
- Reklam almak, görüntüleme kazanmayı hedefler, doğrudan etkileşim veya satış elde etmeyi değil.
- Reklam, marka değerini büyütmek için kullanılan bir araçtır ve bu beklentiyle hareket edilmelidir. Aksi takdirde hayal kırıklığı yaşarsınız.
- Reklam, süreklilik gerektirir. Her gönderinize reklam alıp, kişisel marka değerinizi artırmayacaksanız, tek gönderilik reklam yarardan çok zarar verir.
- Reklamın amacı kısa vadeli kazançlar ve etkileşimler değil, markanızı değerli ve hatırlanabilir kılmaktır. Bu yaklaşım, uzun vadede hem popülerlik hem de marka değeri kazandırır.
Amacınız bunlar değilse, reklam sizin için uygun bir seçenek değil demektir.
Geçmiş yıllarda özellikle Instagram ve Twitter’da oldukça aktif bir kullanıcıydım. Sahip olduğum tüm sosyal medyalar da etkileşim oranlarım her zaman yüksekti.
Son olarak şunu söyleyebilirim:
Sosyal medyada başarılı olmak, algoritmayı iyi anlamaktan geçer. Algoritmayı çözersen, oyunu kazanırsın.
Bir yanıt yazın