Dopamin Tuzağına Düşüyor muyuz?

Hepimiz günün bir noktasında telefonumuzun ekranına bakıp yeni bir bildirim var mı diye kontrol ediyoruz. Kimi zaman bir gelen mesaj, kimi zaman ise bir beğeni ya da yorum…

Peki hiç düşündünüz mü, bu bildirimlere bu kadar bağımlı olmamızın asıl sebebi ne? İşte burada dopaminin salınımı devreye giriyor.

Dopamin Nedir ve Neden Önemli?

Dopamin, beynimizin “ödül” sistemiyle doğrudan bağlantılı bir nörotransmitterdir.

Anlayacağımız dilde biraz açalım; yeni bir şey öğrendiğimizde, bir başarı elde ettiğimizde ya da hoşumuza giden bir şey deneyimlediğimizde devreye giren hormona dopamin diyebiliriz.

Ancak sosyal medya platformları, bu doğal süreci manipüle ederek bizi kendine bağımlı hale getiriyor. Bunu yaparken ruhumuz bile duymuyor…

Kırmızı Rengin Gücünü Hafife Almayın

Sosyal medya uygulamalarında bildirimlerin genellikle kırmızı renkte olduğunu fark etmişsinizdir. Bunun bir tesadüf olmadığından emin olabilirsiniz.

Dipnot: Facebook ilk kurulduğunda bildirim renkleri maviydi. Ancak, yapılan araştırmalar ve deneyimler sonucunda tüm platformlarda bildirimler kırmızı renge dönüştürüldü ve bir daha da müdehale edilmedi.

Kırmızı renk, insanda aciliyet hissi uyandırır ve dikkat çekme konusunda çok etkilidir. Bu küçük kırmızı noktalar, beynimize “bakman gereken önemli bir şey var” sinyalini gönderir. Her bildirim geldiğinde dopamin salgılanır ve bu durum, bizleri ekran karşısında daha fazla vakit geçirmeye iter.

Dopaminin Bu Kadar Salgılanması Neden Sorun Oluyor?

Sosyal medyanın düzenli olarak dopamin salgılatması, vücut ve zihnimiz üzerinde çeşitli olumsuz etkilere yol açtığı bilimsel olarak kanıtlanan bir durum maalesef..

  1. Bağımlılık Oluşumu: Sürekli bildirimlere ve beğenilere alışan beyin, zamanla gerçek hayatta bu seviyede bir tatmin sağlayamaz hale geliyor.
  2. Odaklanma Sorunları: Sürekli dikkat dağıtan bildirimler, uzun vadede konsantrasyon yeteneğimizi zayıflatır. (Yeni nesil öğrencilerde çok sık görülen bir sorun olduğu da aşikâr.)
  3. Duygusal Dalgalanmalar: Sosyal medyada elde edilen geçici mutluluklar, gerçek hayattaki doyum hissini azaltıyor ve depresyon riskini artırıyor.
  4. Uyku Problemleri: Bildirimleri kontrol etme isteği, gece uykusunu bölerek uyku düzenimizi olumsuz etkiliyor.

Dipnot: Uyku sorunlarına dolaylı olarak etki eden bir diğer faktör, bildirimlere bakmak için ekran kullanma zorunluluğumuz ve bunun sonucunda maruz kaldığımız mavi ışık. Her ekran mavi ışık yayar ve bu durum, uyku problemlerini tetikleyen başlıca etkenlerden biridir.

Kendimizi Bu Döngüden Nasıl Kurtarabiliriz?

Sosyal hayatta ve dijital dünyada minimal yaşam süren biri olarak, telefonumda hiçbir bildirim açık değil; buna WhatsApp ve 1000Kitap da dahil. Bunun sizin için zor olacağını biliyorum, çünkü dopamin bağımlılığı oldukça yaygın. Benim kadar katı olmak zorunda değilsiniz, yine de sizler için bazı önerilerim olacak:

  1. Bildirimleri Kapalı Tutun: Bildirimlerin sürekli olarak dikkatinizi dağıtmasına izin vermeyin. Sadece önemli uygulamalar için bildirimleri açık tutabilirsiniz.
  2. Ekran Süresi Sınırlamaları: Günlük sosyal medya kullanım sürenizi sınırlandırın. Çoğu telefon artık ekran süresi yönetimi sunuyor.
    (iPhone’da kullanıyorum, Android üzerinde de bu özellik olması gerekiyor, tam emin değilim.)
  3. Sosyal Medya Detoksları: Ara sıra sosyal medyadan tamamen uzaklaşmayı deneyin. Bu süreçte dopamin seviyelerinizin dengeye oturmasına yardımcı olabilir.
  4. Alternatif Aktiviteler: Bu konuda yaygın olarak spor yapmak, kitap okumak ya da bir aktivite bulmak önerilir ancak benim önerim; kitap okumanız yönünde olacak.

Kitap okuma alışkanlığınız yoksa eğer, ilk okumalar her zaman dikkat dağınıklığına neden olur. Size hitap etmeyen bir kitabı asla okumaya çalışmayın, bu konuda inatçı olmayın.

Giriş seviyesi kitap olarak Reşat Nuri Güntekin’den Acımak romanını önerebilirim.

Sonuç: Kontrol Sizin Elinizde

Sosyal medya, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş olsa da, onun sizi kontrol etmesine izin vermeyin.

Kısa ve anlık olan dopamin yüklemeleri, uzun vadede doğal mutluluğun önüne geçebilir. Bir yıl boyunca emek vererek kazandığınız bir sınavın yarattığı o heyecanı deneyimleyin, vücudunuzun ödül sistemini doğal dengesi üzerine inşa etmeye çalışın.

Yanıtlar

  1. Şebnem Hüseynova avatarı
    Şebnem Hüseynova

    paylaştığınız neredeyse bütün bilgileri okudum, teşekkür ederim her kes adından

    1. Ahmet Yerli avatarı

      Rica ederim Şebnem hanım, keyifli okumalar dilerim.

  2. Rüveyda avatarı

    Ağzınıza sağlık emeğinize sağlık Ahmet bey.Keşke beynimiz bu kadar dopamin salgılayana kadar biraz da oksitosin salgılasa malûm bu devrin en büyük problemi 😅

    1. Ahmet Yerli avatarı

      Empati gibi duygu/durum değişikliklerini doğrudan tetiklediğini düşünürsek haklısınız Rüveyda hanım. 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir